Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Dağ kültürü, eski çağlardan beri farklı toplulukların varlığı ile ortaya çıkan ve günümüze kadar ulaşan evrensel nitelikte önemli kültürel mirastır. Insanoğlu yaradılışından beri dağlara özel bir ilgi ile yaklaşmış, inançlarını ve günlük hayatını dağlarla ilişkilendirmiştir. Yahudiler Sina dağını, Araplar Arafat dağını, Yunanlılar Olimpos dağını, Hintliler Himalayaları, Moğollar Burhan - Kaldun’ı kutsal dağlar olarak görmüşlerdir. Dünyanın hemen her yerinde kutsallığı hatırlatan olağanüstü güce sahip özellikleri nedeniyle dağlar çok çeşitli ve farklı şekillerde birtakım inançların ibadet ve kutsal ziyaret yerleri veya kültürlerin ilham kaynağı haline gelmiştir.
Türk milletinin yurt tuttuğu yerlerde dağ ve ağaç kültürünün izlerine sıkça rastlanmaktadır. Orta Asya dağlarının çoğu Türkçe veya Moğolca mukaddes, mübarek, büyük, ulu, hakan vb. anlamına gelen han, teri, Ata, Bayun ula, Kaan, erdene gibi adlar taşımaktadır. Türk insanın genel karakteri ortak kültürü ile özdeşleşmiştir. Bununla beraber, izole olmuş sayısız vadileri veya ulaşılamamış çok sayıdaki dağ tepeleri vardır ki, ıssız ve el değmemiş görüntülerine rağmen sayısız kültür ve medeniyetlerin evi olmuşlardır.
Bazıları, 9000 yıl geçmişe sahip köy ve şehirleri gizlemektedirler. Milli Park olarak korunan Nemrut Dağında, milattan önceki yıllara uzanan Kommagene Krallığının muhteşem kalıntıları, araştırmacıların dahi ilgisini çekmekte olan Ağrı dağındaki Nuh’un Gemisi efsanesi, antik Yunan medeniyeti izlerini hala muhafaza eden ve günümüz Türkmen kültürünü canlı örnekleri ile yaşatan Kazdağı’ndaki Sarıkız öyküleri, dağlardan günümüze ulaşan kültürel güzelliklerin bazılarıdır.
Türkiye Dağları tırmanma, kayak ve diğer alternatif dağ sporları için zengin potansiyele sahiptir.
Sportif amaçlı dağ turizmi son 30 yıldan beri büyük bir artış kaydetmektedir. Dağ sporlarının geleneksel mekanları olan dünyaca ünlü Alp dağları ve Amerika’daki Rocky Mountain’den başlayarak tüm dünyaya ve özellikle Himalayalara, Orta Asya dağlarına, And dağlarına ve Kafkaslar gibi genellikle az gidilen dağlara yayılmaktadır. Dağ sporlarının bu şekildeki hızlı yayılmasının temel nedenleri, 1980’den sonra spor firmalarının yeni teknolojilerin pazarlanmasında sağladıkları hızlı gelişmeler ve yeni alanlardaki modern ulaşım ağının getirdiği geniş imkanlardır. Geleneksel olarak tırmanışlarla başlayan dağ sporları, snowboarding, rafting, doğa yürüyüşleri (trekking), kamplı yürüyüşler (backpacking), canyoning, iple atlama (bungee - jumping), oymacılık (carving), paraşütle uçma (hang - gliding), ekoturizm, vb. yeni spor türleri ile çeşitlenerek yaygınlaşmaktadır.
Dağ sporları, sporcuların zevk alma ve hoş vakit geçirme taleplerini karşılarken, bu sahalarda yaşayan mahalli halka da ekonomik ve sosyal yararlar sağlamaktadır. Ancak, bütün bu olumluluklara rağmen dağ sporlarının ekseriya çevresel ve kültürel bakımdan olumsuz etkileri de getirmekte olduğu gözden kaçırılmamalıdır.
Başta dağcılık ve tırmanma çok zengin bir dağ sporları potansiyeline sahip bulunmaktadır. 3000 metrenin üzerinde birkaç yüz doruk bulunmaktadır. Batı Anadolu’da Uludağ (Bursa), Köroğlu (Bolu) ve Ilgaz (Kastamonu)ve Batı Toroslar da Beydağları (Antalya); Orta Anadolu’da Aladağlar (Niğde) Demirkazık, Direktaş, Kızılkaya, Alaca ve diğer dorukları ile ülkemiz dağcılığının arenası durumundadır. Ayrıca, Bolkarlar (Ulukışla), Hasan Dağı (Aksaray) ve Erciyes (Kayseri) bu bölgenin diğer önemli dağlarıdır. Doğu Karadeniz dağları yeşil manzaraları nedeniyle dağcılar ve yürüyüşçüler tarafından çokça gidilen yerlerdir. En önemlileri Kaçkar dağlarındaki (Rize - Artvin) Kaçkar, Verçenik ve Altıparmak zirveleridir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Munzur ve Keşiş (Erzincan), Türkiye’nin en güzel buzullarının bulunduğu Cilo (Hakkari), Van Gölü kıyısındaki Nemrut, Süphan ve Ağrı dağları en önemli doruklardır.
Dağlar; Başta Eko - Turizm Olmak Üzere Eşsiz Turizm İmkanları Olan Doğal Rezervlerdir.
Günümüzde dünyanın en büyük sektörü haline gelen turizm, bazı kesimler için önemli bir gelir kaynağı iken, bu hizmeti alanlar için dinlenme, zevk alma, zindelik, günlük hayatta değişiklik yapma gibi anlamlar taşımaktadır. İklim, değişik yapılar ve oluşumlar, şekiller, yükseklikler gibi çok çeşitli ekosistemlerin özel kombinasyonlarına sahip olan ve ekvatordan kutuplara kadar her kıtada yer alan dağlar, insanlığın var oluşundan beri başta tarım, hayvancılık, ticaret ve taşımacılık olmak üzere daima fonksiyonel olmuşlardır. Ancak, zamanımızda, az veya hiç yatırım yapılamayan dağlık alanlar ekonomik bakımdan marjinal yerler olup, buralardaki toplulukların dezavantajlı durumlarının sonucu olarak kaynakların farklı şekillerde aşırı kullanımı söz konusu olmaktadır. Bu durumun sonucu olarak dağ turizmi söz konusu kaynakların kullanımı ve sürdürülebilir kullanımında önemli ümitler vadetmektedir.
Dağlar turistlerin önemli varış noktalarından birini teşkil etmekte olup yaklaşık dünya turizminin % 15 - 20’si (yıllık 70 - 80 milyar ABD Doları) dağ turizminden oluşmaktadır. Temiz hava ve mekanlar, serinlik, vahşi doğa ve topografya, manzara çeşitliliği, yerel halk ve kültürler, sağlık , spesifik sportif etkinlikler vb dağların başlıca turizm çekicilikleridir.
Dağ toplumlarının küresel ekonomiye doğrudan katılmaları için önemli bir gelir kaynağı olan turizm için dağlık alanlar eşsiz potansiyeller sunarlar. Genelde milli ekonomilere katkıları az olan dağlık bölgelerin turizm bakımından değeri oldukça önemlidir.
Batıda Uludağ’dan doğudaki Ağrı Dağı' na, kuzeyde Canik ve Ilgaz dağlarından güneyde Toros zirvelerine uzanan Anadolu yaylası boyunca her türlü turizm taleplerine cevap verebilecek özelliklere sahip sayısız dağ, tepe ve bunların çeşitli formları sınırsız seçenekler sunar. Bu kaynakların sahip olduğu ekolojik zenginlikler ve tür çeşitliliği, yabanilik, doğal ve bozulmamış tabiat eko - turizm ve benzeri aktiviteler için son derece uygun yerlerdir. Karadeniz sıra dağlarının serin yaylaları, yeşil meraları ve ibreli ormanları güneydeki Torosların karstik doğa harikaları, Türkmen çadırlarını süsleyen kar ve çiçek örtüleri, Orta ve Doğu Anadolu’daki volkanik tepe ve zirvelerdeki bilimsel çekicilik ve sportif imkanlar Türkiye’nin keşfedilmeye hazır dört mevsim dağ turizme potansiyelinin sadece birkaç örneğidir.
Türkiye UDY Komitesi, bu alandaki çeşitli faaliyetleri organize etmek üzere kuruldu.
UDY Türkiye Ulusal Komitesi 25 Mayıs 2001 tarihinde, ilgili tüm kurum ve kuruluş temsilcilerinin katıldığı toplantıda getirilen öneri doğrultusunda alınan karar sonucu kurulmuştur. Ülkemizdeki 2002 Uluslararası Dağlar yılı faaliyetlerini koordine etmek üzere kurulan UDY Türkiye Ulusal Komitesi ; Orman, Çevre, Turizm, Kültür ve Dışişleri Bakanlıkları ile FAO Türkiye temsilciliği, Yüksek Öğretim Kurulu, Dağcılık Federasyonu, Doğal Hayatı Koruma Derneği, TEMA vakfı olmak üzere toplam 10 kuruluş temsilcilerinden meydana gelmektedir.
2002 Uluslararası Dağlar Yılı Türkiye Ulusal Komitesi periyodik olarak toplantılar yapmakta ve yıl kutlamaları kapsamında kurumlarca önerilen, gerçekleştirilen veya çalışma programına alınması önerilen çeşitli etkinliklerin uygulanmasına ve koordinasyonuna ilişkin kararlar almaktadır.
Ulusal Komitenin kuruluşu, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Teşkilatının (FAO) dağlar yılı ile ilgili web sitesinde yayınlanmıştır. Ayrıca, Orman Bakanlığının web sitesinde Uluslararası Dağlar Yılı ile ilgili bir sayfa da hizmete açılmıştır.
Tek bir dağda bile, tropikal iklimi, ılıman kuşak zenginliklerini, alpin vejetasyonu görebilir, kar ve buzullarla kaplı zirveleri fethedebilirsiniz.
Tarih: 2016-03-02 01:56:55 Kategori: Sözlük
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Türkiye Dağlarının Tarihi Ve Kültürel Özellikleri Nedir
Bu Yazıda Neler Var:
Dağ Kültürü Nedir
Dağ kültürü, eski çağlardan beri farklı toplulukların varlığı ile ortaya çıkan ve günümüze kadar ulaşan evrensel nitelikte önemli kültürel mirastır. Insanoğlu yaradılışından beri dağlara özel bir ilgi ile yaklaşmış, inançlarını ve günlük hayatını dağlarla ilişkilendirmiştir. Yahudiler Sina dağını, Araplar Arafat dağını, Yunanlılar Olimpos dağını, Hintliler Himalayaları, Moğollar Burhan - Kaldun’ı kutsal dağlar olarak görmüşlerdir. Dünyanın hemen her yerinde kutsallığı hatırlatan olağanüstü güce sahip özellikleri nedeniyle dağlar çok çeşitli ve farklı şekillerde birtakım inançların ibadet ve kutsal ziyaret yerleri veya kültürlerin ilham kaynağı haline gelmiştir.
Türk milletinin yurt tuttuğu yerlerde dağ ve ağaç kültürünün izlerine sıkça rastlanmaktadır. Orta Asya dağlarının çoğu Türkçe veya Moğolca mukaddes, mübarek, büyük, ulu, hakan vb. anlamına gelen han, teri, Ata, Bayun ula, Kaan, erdene gibi adlar taşımaktadır. Türk insanın genel karakteri ortak kültürü ile özdeşleşmiştir. Bununla beraber, izole olmuş sayısız vadileri veya ulaşılamamış çok sayıdaki dağ tepeleri vardır ki, ıssız ve el değmemiş görüntülerine rağmen sayısız kültür ve medeniyetlerin evi olmuşlardır.
Bazıları, 9000 yıl geçmişe sahip köy ve şehirleri gizlemektedirler. Milli Park olarak korunan Nemrut Dağında, milattan önceki yıllara uzanan Kommagene Krallığının muhteşem kalıntıları, araştırmacıların dahi ilgisini çekmekte olan Ağrı dağındaki Nuh’un Gemisi efsanesi, antik Yunan medeniyeti izlerini hala muhafaza eden ve günümüz Türkmen kültürünü canlı örnekleri ile yaşatan Kazdağı’ndaki Sarıkız öyküleri, dağlardan günümüze ulaşan kültürel güzelliklerin bazılarıdır.
Dağ Sporları
Türkiye Dağları tırmanma, kayak ve diğer alternatif dağ sporları için zengin potansiyele sahiptir.
Sportif amaçlı dağ turizmi son 30 yıldan beri büyük bir artış kaydetmektedir. Dağ sporlarının geleneksel mekanları olan dünyaca ünlü Alp dağları ve Amerika’daki Rocky Mountain’den başlayarak tüm dünyaya ve özellikle Himalayalara, Orta Asya dağlarına, And dağlarına ve Kafkaslar gibi genellikle az gidilen dağlara yayılmaktadır. Dağ sporlarının bu şekildeki hızlı yayılmasının temel nedenleri, 1980’den sonra spor firmalarının yeni teknolojilerin pazarlanmasında sağladıkları hızlı gelişmeler ve yeni alanlardaki modern ulaşım ağının getirdiği geniş imkanlardır. Geleneksel olarak tırmanışlarla başlayan dağ sporları, snowboarding, rafting, doğa yürüyüşleri (trekking), kamplı yürüyüşler (backpacking), canyoning, iple atlama (bungee - jumping), oymacılık (carving), paraşütle uçma (hang - gliding), ekoturizm, vb. yeni spor türleri ile çeşitlenerek yaygınlaşmaktadır.
Dağ sporları, sporcuların zevk alma ve hoş vakit geçirme taleplerini karşılarken, bu sahalarda yaşayan mahalli halka da ekonomik ve sosyal yararlar sağlamaktadır. Ancak, bütün bu olumluluklara rağmen dağ sporlarının ekseriya çevresel ve kültürel bakımdan olumsuz etkileri de getirmekte olduğu gözden kaçırılmamalıdır.
Başta dağcılık ve tırmanma çok zengin bir dağ sporları potansiyeline sahip bulunmaktadır. 3000 metrenin üzerinde birkaç yüz doruk bulunmaktadır. Batı Anadolu’da Uludağ (Bursa), Köroğlu (Bolu) ve Ilgaz (Kastamonu)ve Batı Toroslar da Beydağları (Antalya); Orta Anadolu’da Aladağlar (Niğde) Demirkazık, Direktaş, Kızılkaya, Alaca ve diğer dorukları ile ülkemiz dağcılığının arenası durumundadır. Ayrıca, Bolkarlar (Ulukışla), Hasan Dağı (Aksaray) ve Erciyes (Kayseri) bu bölgenin diğer önemli dağlarıdır. Doğu Karadeniz dağları yeşil manzaraları nedeniyle dağcılar ve yürüyüşçüler tarafından çokça gidilen yerlerdir. En önemlileri Kaçkar dağlarındaki (Rize - Artvin) Kaçkar, Verçenik ve Altıparmak zirveleridir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Munzur ve Keşiş (Erzincan), Türkiye’nin en güzel buzullarının bulunduğu Cilo (Hakkari), Van Gölü kıyısındaki Nemrut, Süphan ve Ağrı dağları en önemli doruklardır.
Dağlar; Başta Eko - Turizm Olmak Üzere Eşsiz Turizm İmkanları Olan Doğal Rezervlerdir.
Günümüzde dünyanın en büyük sektörü haline gelen turizm, bazı kesimler için önemli bir gelir kaynağı iken, bu hizmeti alanlar için dinlenme, zevk alma, zindelik, günlük hayatta değişiklik yapma gibi anlamlar taşımaktadır. İklim, değişik yapılar ve oluşumlar, şekiller, yükseklikler gibi çok çeşitli ekosistemlerin özel kombinasyonlarına sahip olan ve ekvatordan kutuplara kadar her kıtada yer alan dağlar, insanlığın var oluşundan beri başta tarım, hayvancılık, ticaret ve taşımacılık olmak üzere daima fonksiyonel olmuşlardır. Ancak, zamanımızda, az veya hiç yatırım yapılamayan dağlık alanlar ekonomik bakımdan marjinal yerler olup, buralardaki toplulukların dezavantajlı durumlarının sonucu olarak kaynakların farklı şekillerde aşırı kullanımı söz konusu olmaktadır. Bu durumun sonucu olarak dağ turizmi söz konusu kaynakların kullanımı ve sürdürülebilir kullanımında önemli ümitler vadetmektedir.
Dağlar turistlerin önemli varış noktalarından birini teşkil etmekte olup yaklaşık dünya turizminin % 15 - 20’si (yıllık 70 - 80 milyar ABD Doları) dağ turizminden oluşmaktadır. Temiz hava ve mekanlar, serinlik, vahşi doğa ve topografya, manzara çeşitliliği, yerel halk ve kültürler, sağlık , spesifik sportif etkinlikler vb dağların başlıca turizm çekicilikleridir.
Dağ toplumlarının küresel ekonomiye doğrudan katılmaları için önemli bir gelir kaynağı olan turizm için dağlık alanlar eşsiz potansiyeller sunarlar. Genelde milli ekonomilere katkıları az olan dağlık bölgelerin turizm bakımından değeri oldukça önemlidir.
Batıda Uludağ’dan doğudaki Ağrı Dağı' na, kuzeyde Canik ve Ilgaz dağlarından güneyde Toros zirvelerine uzanan Anadolu yaylası boyunca her türlü turizm taleplerine cevap verebilecek özelliklere sahip sayısız dağ, tepe ve bunların çeşitli formları sınırsız seçenekler sunar. Bu kaynakların sahip olduğu ekolojik zenginlikler ve tür çeşitliliği, yabanilik, doğal ve bozulmamış tabiat eko - turizm ve benzeri aktiviteler için son derece uygun yerlerdir. Karadeniz sıra dağlarının serin yaylaları, yeşil meraları ve ibreli ormanları güneydeki Torosların karstik doğa harikaları, Türkmen çadırlarını süsleyen kar ve çiçek örtüleri, Orta ve Doğu Anadolu’daki volkanik tepe ve zirvelerdeki bilimsel çekicilik ve sportif imkanlar Türkiye’nin keşfedilmeye hazır dört mevsim dağ turizme potansiyelinin sadece birkaç örneğidir.
Türkiye UDY Komitesi, bu alandaki çeşitli faaliyetleri organize etmek üzere kuruldu.
UDY Türkiye Ulusal Komitesi 25 Mayıs 2001 tarihinde, ilgili tüm kurum ve kuruluş temsilcilerinin katıldığı toplantıda getirilen öneri doğrultusunda alınan karar sonucu kurulmuştur. Ülkemizdeki 2002 Uluslararası Dağlar yılı faaliyetlerini koordine etmek üzere kurulan UDY Türkiye Ulusal Komitesi ; Orman, Çevre, Turizm, Kültür ve Dışişleri Bakanlıkları ile FAO Türkiye temsilciliği, Yüksek Öğretim Kurulu, Dağcılık Federasyonu, Doğal Hayatı Koruma Derneği, TEMA vakfı olmak üzere toplam 10 kuruluş temsilcilerinden meydana gelmektedir.
2002 Uluslararası Dağlar Yılı Türkiye Ulusal Komitesi periyodik olarak toplantılar yapmakta ve yıl kutlamaları kapsamında kurumlarca önerilen, gerçekleştirilen veya çalışma programına alınması önerilen çeşitli etkinliklerin uygulanmasına ve koordinasyonuna ilişkin kararlar almaktadır.
Ulusal Komitenin kuruluşu, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Teşkilatının (FAO) dağlar yılı ile ilgili web sitesinde yayınlanmıştır. Ayrıca, Orman Bakanlığının web sitesinde Uluslararası Dağlar Yılı ile ilgili bir sayfa da hizmete açılmıştır.
Tek bir dağda bile, tropikal iklimi, ılıman kuşak zenginliklerini, alpin vejetasyonu görebilir, kar ve buzullarla kaplı zirveleri fethedebilirsiniz.
Tarih: 2016-03-02 01:56:55 Kategori: Sözlük
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx